4 Aralık 2009 Cuma

# GECMISIMIZIN EN GUZEL EGLENCELERINDEN BIRI... RADYO




# RADYONUN TARIHI

1- İtalyan Mucit Guglielmo Marconi radyoyu icateden kişi olarak kayıtlara geçmiştir. Ancak radyonun kendi icadı olduğunu iddia eden birçok kişi ortaya çıkmıştır. Telsiz telegraf patentine sahip olan Nikolai Tesla, Olive Lodge bu iddiayı ortaya atanların başında gelir. Rus mucit Alexander Stepanovitch Popov ise anlaşılabilen ilk radyo dalgalarını iletmeyi başarmış ancak bu icadı için patent almamıştır. Daha pek çok insan vardır fakat ticari başarıyı yakalayan kişinin Marconi olduğu herkesçe kabul edilir.

Popov, Lodge ve Marconi, Edward Branly'nin bulduğu Branly Tüpü adı verilen ve radyo dalgalarını saptamak için kullanılan bir aracı geliştirmeye çalışıyorlardı. 1890 yılında başlayan bu geliştirme çabaları 1895 yılında Marconi ve Popov'un birbirlerinden habersiz bir şekilde geliştirmeleri ile sonlanacaktı. 1896 yılında ise ilk defa Popov tarafından"Heinrich Hertz"ismi Mors alfabesi kullanılarak anlaşılır bir şekilde iletildi.İtalya'da aradığı desteği birtürlü alamayan Marconi sonunda İngiltere'ye gitti veburada ilk radyonun patentini aldı. Bu patent alımının ardından birçok farklı versiyonu üretildi. Lee De Forest ve Edwin Howard Armstrong Amerika'da radyo teknolojisinde çok büyük değişiklikler yaptılar.Tüpler ve devreler kullanrak bambaşka bir hal kazandrdılar. 1947 yılında transistörün icadı ise radyo teknolojisi için bir devrim olmuştur.

2- 1864 yılında kraliyet bilimcisi James Maxwell, seçkin beyefendilerin üyesi olduğu bir topluluğa, o güne kadar elektrik ve manyetizma konusunda geliştirilmiş bütün teorileri birleştirdiği, matematik olarak mükemmel bir teori ve ispat sundu. İşin matematik kısmı o kadar güzel, o kadar kusursuzdu ki, bu durumu gerçek dünyada deneylerle ispatlamak gereksizdi.Tabiki bunun tersini düşünenler de vardı. 1887′de Hertz Almanya’da Maxwell’in öne sürdüğü formülleri, gerçek dünyada deneylerle ispatladı. Hertz’e göre yaptığı işin Büyük Usta Maxwell’in haklı olduğunu ispatlamaktan başka bir önemi yoktu.Hem Maxwell hem de Hertz yaptıkları çalışmaların pratikte ne işe yarayabileceğiyle ilgilenmemişlerdi. 1894 yılında Hertz’in çalışmalarından haberdar olan Marconi, İtalya’da ailesinin evinde, onun deneylerini geliştirip, kullanılabilir bir araç haline dönüştürmek için çalışmalara başladı. Aynı şekilde Tesla da Almanya’da benzeri bir çalışma içerisindeydi.Elektrik ve manyetizmanın birbiriyle ilişkisi aslında bilimsel araştırmadan çok eğlencelik deneyler sırasında tesadüfen keşfedilmişti. Buradan yola çıkarak, radyonun, ki o günler için kablosuz telgraf, gelişimi içinde bilimsel çalışmadan daha çok deneme-yanılmasüreci işlemeye başlamıştı. Bu ticari bir yarıştı. Marconi’nin İngiltere’de kurduğu British Marconi ile Almanya kökenli Telefunken şirketleri arasında hem teknik hem de patentler üzerinden süren bu yarış kısa süre Amerika Birleşik Devletleri’ne sıçradı.Belki de ilk defa bilimsel çalışma yöntemleri ile piyasa yöntemleri birbiriyle karşı karşıya kalmaya başlamıştı. Bilim adamları değil mucidler yarışıyordu. Bilimsel ya da teknik başarılarından daha çok da ticari girişimleriyle başarı hedeflenmekteydi. Tesla ve Marconi’nin radyo üzerinde hak iddia ettikleri patentleri üzerine karşılıklı davalar açıldı. Ve sonunda piyasa kazandı.Radyo21920 civarında Büyük Amerikan şirketleri bir araya gelerek ellerinde bulundurdukları patentlerini birleştirdiler ve bir monopol oluşturdular.

Westinghouse, GE, ATT ve RCA bir araya geldiler. Westinghouse ve General Electric, Amerika’daki bütün radyoları üretmekte ve bunlar RCA markasıyla piyasaya sürmekteydiler. ATT ise yayın yapmak için gerekli donanımları üretmekteydi. Radyonun keşfi ve gelişimi aslında günümüz iletişim teknolojilerinin gelişim modelini oluşturmuş gibi görünüyor. Televizyon, telefon, mobil telefon, internet, kablosuz ağ, anında haberleşme yazılımları ve benzeri teknolojilerin gelişim süreçleri, teknik başarıdan daha çok deneme-yanılma, pazarlama ve patentler üzerine kurulmuş durumda.






# TURKIYE'DE RADYO

Türkiye’de radyo stüdyosu ilk kez İstanbul’da 1927 yılında kurulmuş ve ilk canlı yayınına 1933 yılında bir futbol karşılaşmasıyla başlamıştır.Taksim Stadında yapılan canlı yayını o dönemin ünlü maç sunucularından Sait Çelebi sunmuş, yayının gerçekleşmesi için Taksim Kışlası’nın çatısına antenler yerleştirilmiştir. Yayın arada bir kesilmesine, parazitli gelmesine karşın, halk tarafından baştan sona ilgi ile izlenmiştir. Ankara’da ise ilk radyo stüdyosu 1928 yılında kurulmuş ve ve 1938 yılında ciddi öğretim yapan , sanatkar yetiştiren türk Mûsikîsi’nin sorunlarına eğilen, bütün bu işleri sıkı bir disiplin içinde yürüten bir öğretim kurumu olmuştur.






Turkiye'nin ilk kadin spikeri Emel Gazimihal'dir.




# BENIMDE  TANISMA  SEREFINE  NAIL  OLDUGUM COK SEVDIGIM  DURNEV TUNASELI

Bir dönemin unutulmaz seslerinden, radyo ve reklam programları spikeri Dürnev Tunaseli, Ahmet Oktay'ın tarifiyle, "At kuyruğu saçlı, hep pantolonlu, dal gibi bir kadındı. Gövdesine bakan balerin sanabilirdi, ince uzun ellerine bakan piyanist."Radyo spikerlerinin reklamlarda görev alması yasaklanınca istifa etti ve bütünüyle reklam programlarında değerlendirdi sesini. Krepen Pasajı'ndaki Neşe adıyla anılan lokanta neredeyse bürosu gibiydi. Reklamcılar onu, o reklamcıları Neşe'de buluyordu.

Gerisini yine Ahmet Oktay'ın anılarından okuyalım:

"Dürnev saat 11-12'ye doğru gelir, ortadaki beyaz mermer masanın başına otururdu. At yarışçılar, metin yazarları, kim olursa olsun; yer varsa orta masaya çökerdi. Sanattan, ama en çok, o yılların özel koşulları dolayısıyla politikadan konuşulurdu. 27 Mayıs yaşanmış, umutlar düş kırıklığına dönüşmüş ve Türkiye 12 Mart'a doğru yol almaya başlamıştı."Gazeteci Tevfik Yener de şöyle anlatıyor Dürnev Tunaseli'yi:"Taaaa 1959'larda filan... Neydi dostlar; bütün tiyatro oyuncularının müdavimi olduğu Jorj'un Kulis'i... Beyaz saçlı Rus barmen Grişa, spikerlerin kraliçesi Dürnev unutulur mu? Dürnev Tunaseli bizden hayli önce dünyaya merhaba demiş. Ancak; onun havası, yaş farkını süpürüp yok ediyordu. İstanbul'un bütün gençleri o kadına aşıktık. Makyaj yapmaz, eteklik giymezdi. Yarı kırlaşmış, karabiber saçlarını topuz veya at kuyruğu yapardı. Uzun, dik ve umursamazdı. Şık ceketleri ve çeşitli pantolonlarıyla tur atardı İstiklal Caddesinde... Unutulmaz Dürnev çok havalı kadındı."Sonra her şeyden bıktı ve Bodrum, Gölköy'e yerleşti Dürnev Tunaseli... Orada öldü.



(Üstteki fotograf Bodrum Veli Bar'da çekilmiş. Soldan üçüncü, elinde kadehiyle Dürnev Tunaseli. Solunda ressam Uğur, sağında barın sahibi rahmetli Veli...)


# UNUTAMADIGIMIZ RADYO PROGRAMLARI

- Arkasi yarin
- Okul radyosu: hafta içi hergün, öğleden önce ve sonraları olmak üzere 2 kere yayınlanırdı
- Zeki Müren sizlerle : Pirelli için hazırlanmış bir programdı. Gözünüz yolda, kulağınız bende olsun sevgili şoför kardeşlerim...
- Orhan Boran ve Yuki : Yuki bir tavşandı. anlatılan diğer karakterler Salça Stelyo ve Şişko Nuri idi...
- Bir roman bir hikaye: gece 10'dan sonra yayınlanan ve bir kitabın tamamının günlerce okunduğu bir programdı
- Sizler için : Sebla Ozveren hazırlayıp sunardı ...
- Latin rüzgarı: Sezen Cumhur Onal'ın hazırlayıp sunduğu bir muzik programi
- Pazar stüdyosu
- Ajans ve arkasından "Seyir, hidrografi ve oşinografi dairesi"nden
- Uğurlugil Ailesi :Yıldız ve Müşfik Kenter hazırlardı. Tevfik Gelenbe arap bacıyı seslendirirdi...
- Beraber ve solo şarkılar...
- Yurttan sesler korosu
- Keloğlan ve Rüştü Asyalı...
- Gece ve Müzik : hazırlayan ve sunan Aykut Sporel...
- Cocuk bahçesi
- Cumartesiden pazara: c.tesi geceleri 23'te yayına başlar 24'ten sonra biterdi.her türden güzel şarkılar çalardı
- Gun Basliyor: Trt2'de Nejat Cetinok'un cumartesi sabahları sunduğu, pazar hariç haftanın tüm günlerinde Oya yaylalı ve diğer sunucuların dönüşümlü paylaştıkları 07:00'den 08:00'e kadar süren bir program...
- Sabahtan sabaha : 07:30 ana haber bülteninin ardından başlayan Bülent Ozveren'in sunuculuğunu yaptığı kuşak program.
- Ses ve Saz dünyamızdan :Ali Rıza Avni'nin hazırlayıp sunduğu muzik programi...
- Dilek kutusu :cumartesi 17:00'de başlayan klasik batı müziği isteklerinden oluşan program
- Kadın Dünyası : Haftası arası hergün 09:00'dan 10:00'a (arkası yarın öncesi) Filiz Ercan'ın hazırlayıp sunduğu program
- Oğle Uzeri : Her öğle saati Türkiye radyolarının dönüşümlü hazırladığı program...
- Akşama Doğru : Her akşam 17:00'den 18:00'e kadar süren program
Ve simdi hatirlayamadigimiz bir cok program

Bir de isimlerini asla unutmadığımiz :
- Efekt : Korkmaz Cakar
- Reji : Ertuğrul Uner
- Selçuk Kaskan
- Tarık Gürcan
- Binali Selman
- Maç anlatımlarında : Halit Kıvanç, Orhan Ayhan, Necati Karakaya...:)


TRT RADYO
http://radyo.trt.net.tr/Sayfalar/Web/AnaSayfa.aspx

KARNAVAL RADYO
http://karnaval.com/radyolar

CANLI RADYO DINLE
http://canliradyodinle.gen.tr/

# EKSI SOZLUKTE RADYO
# televizyon yokken annelerimizi babalarımızı eglendiren teknoloji

# 1920 yilinda yayina baslamistir. ilk radyo istasyonu (kdka) westinghouse tarafindan, radyolari satabilmek amaciyla kurmustur

# küçükken insanların içinde hapis bi şekilde yaşayıp, sıraları gelince ağlaya ağlaya şarkı söylediklerini düşündüğüm kutu.

# televizyonun icat olmasından sonra barındırdığı mertliği epeyce kaybetmiş olan müessesedir kendileri. hoş, halen eski saygınlığını korumaya çalışan kişiler, yayıncılar mevcut. ancak bu insanlar, olimpik yüzme havuzuna damlatılacak bir damla kan gibiler. onları bulabilmek için köpek balığı kadar hassas olmak, iyi koku almak gerekiyor. geri kalanlar vıcık vıcık, ozonlu, yapay... adı bile iğrenç diğerlerinin baksanıza: diiiceeey...

# huzur verir her zaman her yerde. mutfakta, odada, arabada, çay ocağında, kafede...

# basarili olan bir programi televizyondan daha keyiflidir

# en romantik buluş.

# yurdum insanın genellikle trafikte ve mutfakta dinlediği radyo çok mühim bir iletgeç .(oktay sinanoğlu türkçesi gibi oldu ama zararı yok) bu iletgecin pragmatikliğini bilen goebbelsin*- propaganda bakanı ve hitlerin göz bebeğiydi zamanında- en önemli propaganda aracı radyo idi. alman radyoları abd'de günde 11 saat, afrika'ya 8 saat ve britanya adalarına da bir o kadar kısa dalga yayını yapıyorlardı.-kaynaklara göre rakamlar değişebilir

# isviçre'de hazcedilemeyen mallardan biri. ülkemizde ise pek lüzumlu ev eşyası sayılmaz ve çatır çatır haczedilir

# 2010 yılında binden fazla radyo kanalının bulunduğu türkiye’de ilk radyo anonsu 6 mayıs 1927’de yapılmış:
"alo alo, muhterem sami'in, burası telsiz telefonu 1200 metre tul-u mevç 250 kilosaykıl. bugünkü neşriyatımıza başlıyoruz."




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder